güneş kapımı dövüyor..
eh be..
sevmiyorum seni, git..
hiç sevmedim, bilmiyorsun sanki..
henüz gözlerimi açmadım,
ve planlarım arasında da değil..
ben, güneşte yazmayı sevmiyorum.
"neden yazıyorsun?" diye de sormuyorum kendime..
sormaktan bıkalı çok oldu,
artık sadece yapıyorum.
güneş kapımın altından bakıyor..
sen de mi yatağıma girmek istiyorsun?
yuh ulan, sen de mi?..
sevmiyorum seni, git..
diğerlerini de sevmemiştim, haklısın.
ama en çok seni sevmiyorum..
umutlu yarınlar vaad ediyorsun bana,
suç bende değil,
kandırıyorsun beni..
ilaçlardan kaçıyorum, yatağımdan çıkmıyorum,
o gürültülü parlaklığınla,
ısrarla uyandırıyorsun beni..
eh be..
sevmiyorum seni...
açmayacağım gözlerimi,
perdeyi aralamayacağım,
camı açıp derin bir nefes almayacağım
ve barışmayacağım bugün
seninle...
***
Güney kutbunun altı aylık kışında unutmuştum seni. Tam valizimi toplayıp ta göçecekken geldin apansız. Üstüne işeyerek söndüresim vardı seni doğum sancısındayken, ama; gene sızmışım kuşluk vakti elimde ilaçlı şaraplarla. Uyandığımda çoktan gelmiştin. Sen ne zaman gelsen; ben hayallerimi kaybederim. Yanımdaki muhteşem kalçalı zenci kadın bile beyaz tenli çirkin bir orospuya dönüşür anında. Miğdesizliğimden iğrenirim ama, kusamam aynı sebepten.
YanıtlaSilYa git şimdi yada seni siyaha boyayıp becereceğim.
Apaçık kıskanıyor, gece ile sevişenleri ve öfkesi bir gürültü olup tırmalıyor ulaşabildiği her kapıyı.. Karanlığımdan cesaret bulup, bilmiyorum nasıl buluverdi kapımı..
SilDeğmesin kadehlere, ki bilmiyorum şu an hangi orospu beceriyor kendini, eskinin dolu şişeleri ile. Yine de, değmesin kadehlere, yenisini bulacak halim yok bu gece, öldür daha iyi.. ama siyaha boya öncesinde.. Zenci kadın bile, bembeyaz kalsın yanında...
Kuyruklu bir yıldız ayağı kayıp kadehime düşsün istiyorum. Kudurmuş bir köpek gibi sağa sola koşuştursun. Sonunda midemde yörüngeye otursun. Sıçana kadarda çıkmasın. O halde neye?
YanıtlaSilO halde, boka batmadan o, kuyruklu yıldız'a..
Sil