16 Mart 2012 Cuma

Chopin...

Chopin çalarken hep yağmur yağsın, yağmur yağarken hep Chopin çalsın isterim..
Gökyüzünde beliren notaları takip edip, nüansları kulağımda hissetmek, bulutlardan kayıp giden o parmakları yakalamaya çalışmak...
Bir çocukluk anına dönmek, çocuk olabilmeyi özlemek.. Yarım yamalak çocukluğuna dair hatıraları gözünde büyütmek...
Anneannesine anne demiş, babasına hem hayran olmuş, hem ondan deli gibi korkup kaçmış küçük bir kız çocuğu olarak, belki de kendi gizli piçliğimi özledim, bir yağmurun altında ıslanırken..
Küçük bir sokak köpeği, bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında bizimle birlikte ıslanır ve üşürken, köpeği kucağımıza alıp eve döndüğümüzde anneden işitilen o tatlı azarı özledim bugün...
Ben saçlarımı kurularken fonda çalan Barış Manço'yu, çocuk aklıyla ona eşlik eden kız çocuğunu özledim...
Okumayı herkesten önce söktüğü için derslerde sıkılıp, tembel yaftası yiyen o küçük kızın, tembel olabilme özgürlüğünü özledim..
Sınıfındaki veletlerin salaklıklarından sıkılıp, öğretmenin not aldırdığı her şeye inat olsun diye, duyduğu her kelimeyi tersinden yazan, okula ailesi çağırılan, sorun yaratmaktan çok eğlenebilmeyi isteyen o küçük kız gibi, küçük eğlenceler yaratamak istedim dünyada yalnızca..
Sahneye çıktığında herkesin aklında en son "o" kalsın, en yüksek alkışı, en büyük "bravo"yu o alsın, ama ne babası duyabilsin, ne annesi izleyebilsin... Herkes yarattığı sorunlar yüzünden kızsın o'na..
"Neden böyle yapıyorsun? Neyin eksik? Ne sıkıntın var, anlat hadi bize..."
Dünya'nın herhangi bir yerinde yağan o yağmurun altında ıslanırken bugün, babamı özlemeyi bile özledim...
O'nu yazmayı, ona ağlamayı, onu özlemeyi..
Koca koca heriflerin okurken ağladığı, acıtan, kanatan, donduran o yazıları yazabilmiş küçük kız olmayı özledim bugün...
Ölmemden korkup, bunun yerine ruhumu sömürmeyi, bayağılaştırmayı, kontrol altına almayı tercih eden o insanlardan nefret edebilecek gücü bulduğum günleri özledim..

***

Her Chopin çaldığında o gri bulutlardan yağan yağmurun altında, gözyaşlarımı akıtabilmenin özgürlüğüyle başımı gökyüzüne çeviririm...
Gökyüzü, ağlamaklı olup eşlik eder, benimle aheste aheste dans etmekten kaçınmaz... Ben tüm erkekleri bir yana bırakıp, o esen rüzgara aşık olurum... Kulağımdaki eksilmeyen melodiye kulak verir, gözlerimi yumarım insanların bir sel olup akıp gitmesine... Ben bazen gökyüzüne yükselir, bir melek olur, ardından şeytan gibi toprağa çakılırım... Chopin çalarken ben kendimi, ufacık bir yağmur damlası sanarım...

***

Avuçlarında, babasından göremediği bir tutam sevgiyi görebildiği her adama sarılıp,
özlemlerini geride bıraktı o küçük kız...
Onun yerine bir tutam hissizlik, yorgunluk ve açlık yerleşti kalbinin ortasına, hiç şikayet etmedi...
Yağmur altında dakikalarca bir kediyi sevip, bir köpeğin burnundan öperken tüm insanlardan uzaklaştığının farkında değildi..
O insanlar üzerine üzerine yürürken, kaçmanın bir çizik atmak olacağını bilemedi, kendi bileklerine...
Durmaksızın kaçmak istedi, durmaksızın kaçtı da...
Dört duvar arasına sıkışıp kalıncaya kadar, o duvara toslayıncaya kadar durmaksızın koşardı, durmaksızın koştu da...
Uçurumun kenarında olmak istedi, kocaman bir kafesin içinde uçurumu izlettiler..
Okyanusun dibinde olmak istedi, bir bardak suyu eline tutuşturdular...
Saçlarını okşayacak birini diledi yalnızca, kırmızı bir tarak hediye ettiler...
Ağlamadı..
Sızlanmadı da...
Yalnızca uyudu, o bile çoktu bazılarına...
Yastıklarını aldılar başının altından...
Bir ağacın dalındaki sararmaya meyilli bir yaprak olmayı tercih etti..
Rüzgar onun en yakın dostu oldu..
Kendi kararlarını kendi veremiyordu artık, en güzeli, rüzgarın kollarında savrulmaktı, savruluyordu, savrulacaktı...
Gökten bir yağmur damlası düşüp, yine aktı gözlerinden... Yağmur elleriyle sildi yaşları...
Gülümsedi..
Teşekkür etti.. Daima teşekkür ederdi...
"Şimdi, ufacık bir ölüm rica edebilir miyim?.. Teşekkür ederim..."

fizy / chopin - walc a-moll

6 yorum:

  1. Burnumun üzerine düştü bir damla yağmur. Ulu orta kuş sıçmış gibi sanki kafama; sinirlendim. Bir hareketle yüzümde sinirlice dolaştırdım ellerimi. Yetmedi saçımı çektim. Bir zırva klasik müzik çalıyordu dükkanın birinde. Sevgililer ele ele yürürken birbirlerinin gözlerine bakıyordu şapşalca. Çok ta anlarlarmış gibi ağızlarıyla melodiyi söyler gibi yaptılar. Riyakar şerefsizler! Üstelik notalara bile doğru basamadılar. Bu salak halleri hoşuna gidip güldüler bir de üzerine. O köpek bile havladı. Şapşal kedi üstüne alınıp zıpladı. Bir kaç damla daha vurdu beni. Tükürme ulan diye bağırdım. Bazıları yukarıdaki apartmanların camlarında birilerini aradılar gözleriyle. Kendimi bir karanlığa attım. İçeride kesif bir tütün kokusu. Soludum. Bir tane de ben yaktım. Sikmişim yasağını. Bir şişe şarap söyledim. Barmen açtı. Tam koyacakken kadehe, kalsın dedim. Şişeyi alıp kafama diktim. Kınarmış gibi baktı yüzüme. Sanki Fransızdı ibne! Acilen eve dönmeli. Birini öldürmeden... Bu görgüsüz naiflikten uzağa. Bu sahte gülüşlerden. Çıktım dışarı. Kızla çocuk hala aşk oyunu oynuyorlardı. Bir sevişmelik tevazularını sergileyerek. Yanlarından geçerken cüzdanımdan çıkardığım bir prezervatifi yere attım kazayla düşmüş gibi. Çocuk beyefendi diye seslendi. Bana değildir diye dönüp bakmadım bile. Az ilerde durdum çaktırmadan kestim herifi. Cebine attı emaneti. Yanılmadığıma sevindim.

    YanıtlaSil
  2. Yağmurdan kaçarken, doluya tutulacağından habersiz, kendi kendine söylenen bir adamla karşılaştım cadde ortasında.. İki aşığın pezevenkliğini yapıyordu aklınca, suratımda abuk subuk bir sırıtma belirdi.. Damarlarındaki mavi kan, kırmızıya boyanmak üzereyken farkettim o adamı. Bir cinayet işleyelim istedim, ilk durakta inip. Hiç bilmediği(m) bir dilde şarkılar söyleyip, biraz da detone olmak istedim, kızsın diye... Son yudum hiçbir zaman sarhoş etmez, son yuduma kadar, sarhoş olunmamışsa şayet... Doludan kaçıp boş karanlığa savrulunca, farketmeseydik son prezervatifi bir enayiye kaptırdığını, sarhoş numarasıyla sevişirdik elbet.. Sen şimdilik bir şarkı ile idare et...

    YanıtlaSil
  3. Susmalı yani. Gecesi değilken.

    YanıtlaSil
  4. Susmalı mı, gülümsemeli mi biraz? Biraz karanlık ile, halledilir gece..

    YanıtlaSil
  5. Biraz karanlıkla her şey halledilir... Ben mi alınganlık yaptım. Kafam güzelken olmazdı oysa.

    YanıtlaSil
  6. Yetersiz alkolün üzerine atabiliriz, suçu..

    YanıtlaSil