ah! şimdi çıldıracağım!
bir türlü uyanılamayan bir kâbus gibi bu...
kazıyabilsem, tırnaklarımla kazıyacağım hafızamdan..
midem bulanıyor durmaksızın..
şimdi çıldıracağım!
hayatımda gördüğüm
en iğrenç gözler..
hayatımda gördüğüm en iğrenç kıyafet..
kaş dediğin şey çirkin olur mu?
hayatımda gördüğüm en iğrenç kaşlar!
en iğrenç ağız!
şimdi çıldıracağım!
hafızamdan kazıyamadıkça,
her gün kusma isteğiyle,
binbir çeşit bulantı besleyeceğim içimde..
karşında geçirdiğim her saniye, farksızdı boğulmaktan.
çatalını ağzına götürdüğün her saniye,
iğrenç bir şekilde kemiriyordun ruhumu..
etimden bir parça koparıp salyalarını üzerine akıtıyordun!
senin için yalnızca tek kelime seçebilirim sözlüğümden;
iğrenç!!
bıraksalar,
vücudunu ateşe verir,
henüz sen ölmeye fırsat bulamadan,
bir kova suyu boca ederdim üzerine..
bir kova tuza buladıktan sonra seni,
çığlıklarından bir konçerto bestelerdim!
ölmeni bekleyecek kadar bile yanında durmaya tahammülüm yok..
tekrar ateşe verdiğimde seni,
neyse ki,
ama neyse ki,
küllerinden başka bir bok kalmayacak bu gezegende..
iğrençliğini daha fazla solumak zorunda kalmayacak,
güzelim ağaçlar..
masum bir köpek, medet ummayacak
senin o iğrenç gözlerine bakıp,
bir lokma yemeği..
öldüreceğim sonunda seni,
iğrenç tenine değmeyeceğim bile,
ucube kanını bile görmeyeceğim,
kül oluşundaki tiksinçliği bile izlemeyeceğim...
şimdi bu cinnet senin yüzünden,
son bir kez nefes al,
çünkü bunu affetmeyeceğim!...
Hepsi bir yanılsama. Alkol yokluğunda çoğunluk gibi göründü çirkinler. Bir kaç şişelik isyan, bir kaç şişenin boşalmışlığında bastırılır ancak. Ve bir anda alkol azınlığına dönüşür yüzüne bakılmayanlar.
YanıtlaSilBeni korkutan onlar değil oysa. Onları gören bu gözler. Bir gün, otobüste görüp çirkinliğine sövdüğüm o kadın, sabah dudak mesafemde uyandı. Dün akşamın dilberinden şafak vakti kevaşesine dönüşmek, bir kırmızının kafasının dağılmasından başka nedir?
Ve bu gözlerin yeni bir hayale dalması için, kaç fıçıda yıllanmak gereklidir?
Evet sevişmeliydim şişeyle.. Sabah vaktinin kargaları bana günaydın diyene kadar, kırmızılarda yüzmeliydim.. Ah bir anlık hata... Ne zaman başladığını hatırlamadığım bir uykudan uyanmalıydım, hangi günde olduğumu bile sormamalıydım.. Hepsi bir rüya olmalıydı. "İğrenç bir kabus gördüm, sanırım yine biraz fazla kaçırdım"... Her şey bu kadar kolay olmalıydı.. Belki kusmaya uyanmak, kelimelerle kusmaya çabalamaktan çok daha kolay olurdu, çok daha zahmetsiz, çok daha huzurlu.. Acısını çıkarır mıyım dersin? Bir tutam cesaret buldum...
YanıtlaSilTeknede kaldığımız bir dönem. Denizden karaya çıkmak sadece alkol yoksunluğundandı. Sabah uyanmak ta gerekmedi o dönem gece uyumakta. Hızlı zamanlardı. Herkesin bir bağımlılığı vardı o vakit. Evcil bir hayvan gibi besleyip bazen de çişe çıkardığı.
YanıtlaSilDünya bir tepsi gibi düzdü. Biz sınırında akrobasi yapardık. Üstelik kafamız güzel, ve üstelik bir yanımız diğerinden daha ağırken. Korkusuzduk işte... Ayılmak bu sebeple kabul görmezdi işte. Bir yalanı sevmek, bir gerçekten nefret etmekten daha kolaydı. Bende işe yaradı en azından. O halde neye içtiğimiz bellidir artık.
Düşsem keşke, dünyadan.. Yerçekimsizliğinde düşebilecek kadar güzel olsa kafam.. Tüm çirkinler bir bir yitirse kimliklerini ve cesaretsiz olsalar, karşımda dikilemeyecek kadar...
YanıtlaSilKustum ve rahatladım.. Okşanıyor saçlarım, hissediyorum. Ben de, bu yalanı seviyorum...
Sen söyle, kadeh doldurmak için cümleler kurmayacağım bu gece, kırmızı okyanusta yüzmeye bir akrobat gerekir sadece, gerisi önemsiz..
O kadar ucuz değildir kırmızının kadehi. Karşılıklı söz ister.
YanıtlaSilKarşılıklı susmakta bir sohbettir ama; raconu başkadır. Kimse kelam etmez bazen. Bazen de ya bir şiir okur, ya bir şarkı söyler. Sen seç o halde. Hangisi bir sonraki kadehinin mezesi olsun?
Ben bir şarkı söyleyeyim.. Unutursam nakarattan sonrasını, devamını getirirsin. "Siktir et şarkıyı, avucumun içine bir şiir sıkışmış bak" da diyebilirsin.. Hepsi mi güzel gider? Hepsi..
YanıtlaSilBen bu gecem içim bir şiir dinliyordum.
YanıtlaSilhttp://www.youtube.com/watch?v=kE0kAdJfGno&ob=av2e
Sende dinlediğin bir şarkını söyle denge bozulmasın.
Babasız bir evde büyümek zorunda kalan küçük bir kızın kulağında idi yıllar evvel.. Masal okuyan babasının sesi yerine mekanik bir bant kaydı ile yetinmeyi biliyordu ama, aşkı bilmiyordu, tüm cümleler bir kaç beden büyüktü o zamanlar...
YanıtlaSilhttp://youtu.be/Fnkg3jBDXEw
Bu gecenin yankıları, böyle..
http://www.youtube.com/watch?v=TsxC4YRXtTY
YanıtlaSilHani herşeyi hisseden,
Hani benim yarımdın sen.
Yalan söylemek neden?
Kızıyorsam sevgimdendir hep sevgimden...
Şimdi "Siktir Git" istersen
Sigaram,
İçkim...
Bitkinim Bitkin.
Kaç gündür oruçtayım. Artık ağlamam lazım.
Eee biraz kendimlik yaptım tabii sözleri. Üstad alınmasın.
http://www.youtube.com/watch?v=sS2kjmmOmXE
YanıtlaSilGecenin son sözü bizden birinden gelsin.
Olmadı böyle sırayla..
YanıtlaSilHem bir şiir, hem bir şarkı da bulamıyorsak, ne işe yarıyoruz?
O gün cevap da verememiştim;
http://youtu.be/nVVriXgR1uM
Ama bu. Benim en sevdiğimdi. Belden aşağı vurmuş oldun. Olsun. Bu kadar alkolle çalışmazdı zaten o kısmım. Anlamsız bir mastürbasyondan kurtuldum.
YanıtlaSilDokunmaksızın orgazm; Bu sesle, bu şiirin birleşmesi değilde nedir? Buraya yazıyorum ki bu şarkı asrın düzüşmesidir...
Bir kadehlik daha malzeme borçlusun şimdi bana. Olmaz deme sakın. Çoktan doldurdum.
Olmaz demem lakin, "söz büyüğün" demişler, o söylesin..
YanıtlaSilhttp://youtu.be/WrVCkOBEGVI
Son yudumunda bir kahkaha gerek o kadehin.
Kahkahayı attım da, yudumu tutturamadım.
YanıtlaSilBu hasta şehre gelsin bu parça ve içimdeki tüm hastalıklı orospu çocuklarına.
Karanlık ve koyu kırmızı bir gece senin olsun. Çirkinlikleri bir şahesermişcesine yatağımıza sokan, ve estekik bozuklukların semptomatik tedavisinde kullanılan kafası güzel bir gece.
Sick City. Charles Manson ( Marilyn Manson Cover)
http://www.youtube.com/watch?v=Ev0IeBnGk8s