27 Aralık 2012 Perşembe

(ç)alıntı...

...
Eve gidip uyumak istiyordum. Çözümdü uyumak.
İçmek, uyumak, uyanıp kusmak, işemek ve sıçmak. Hayatta gerçekten önemli olan şeyler bunlardı.
Sevmek, vazgeçmek, sevişmek; ikinci derece öneme sahiptiler. Gene de "ihtiyaç halinde camı kırınız" yazıyordu üzerlerinde. Aniden bastırıyorlardı. Bir eroin krizi gibi. Bir doz alıyordun; dünyan değişiyordu. Kendini iyi bile hissediyordun. Sonra etkisi geçiyordu. Eskisinden daha derin bir umutsuzlukta buluyordun kendini. Devam etmekten başka şansın kalmıyordu...
         Murat IŞIK

...
 

yaralardan bana kalan...

ağlat beni hadi çocuk...
elinde mendilinle koşturdun ya peşimden onca zaman.
hadi biraz da sen ağlat...

vakit çok erken çocuk...
hep bu vakitte gidiyorlar,
hadi sen de toparlan yavaştan...

avuçlarımda kaldı,
çocukluğumdan kalma yaralarımın kabukları,
hani iyileştirecektin ya...
seninkileri de bırak bana çocuk...

bir yudum olmuştun ya sen dudaklarımda,
sanki yeni filizleniyormuş gibi,
anlık bir hayaldi, ne güzeldi...

şimdi vakit, çok erken çocuk...
biliyorum kalamazsın.

o treni kaçır demiştim sana,
es geç benim durağımı,
ellerimde yer yok çocuk,
avuçlarımın içi,
hâlâ saklı yaralarla kaplı...

çok alıştırma kendine çocuk,
mevsimler geçer,
ceketin asılı kalır,
avuçlarımda bir kabuğa daha dönüşür...
kaldıramam çocuk...