10 Şubat 2012 Cuma

Sanki bir kar küresinin içindeyim...
Keşke bir kar küresinin içinde olsam... 


...


Nietzsche ile bir sohbete dalmak üzereydik... Sıcak bir şeyler içiyorduk. Benim bunalmış halim dikkatini çekiyor gibiydi. Bu konuda konuşmak istemiyordum...
"Senden sonra bir 'üstinsan' daha uğramadı buralara" dedim..
21. yüzyılda zor olduğunu söylüyordu.. Bence de zor. Ama neden?...


Tam o sırada Freud dikkatimizi dağıttı.. 
"Sahi, 'üstinsan' nasıl sevişir?"
Ne bileyim.. Hiç düşünmedim.. Sahi?...
Şuan düşünmek de istemiyorum sanki... 


Bach ile sıcak bir şeyler içmek istiyorum. "Nasıl yazdın?" diye sormak istiyorum ona. "Haydi itiraf et, Toccata'da hangi ilahi eller var?" Gülümsüyor.. "Bana ruhunu ver," diyorum.. "senin ruhuna ihtiyacım var!" Saçlarımı okşuyor... 


Chopin ile romantik bir akşam yemeği yiyelim istiyorum. Dışarıda yağmur tüm şiddeti ile yağarken piyanosundan melodiler dökülsün ve doymak bilmeyen ruhum biraz olsun yatışsın.. "Olur.." diyor. Tam bir romantik! 


Parmaklarında 'la minör' ile, Mahler yanaşıyor yanıma. Hiç karşı koyamadım. Karşı koyamıyorum ona.. 
Hayatımı karartsa, tecavüz etse ruhuma, asla karşı koyamam.. 
"Bunu yapmamız gerek.." diyor..
"Peki!" diyorum Mahler.. "Peki!.. Fakat enlemesine kes, yoksa sıçarım! Boylamasına değil.."
Bir şarap kadehi ile beni susturuyor çabucak. 
Canım yanmıyor.. Hiç yanmazdı zaten.. 


Acaba Mozart ve Jacqueline sevişmişler midir?


Keşke onların küçük kızı olsaydım.. 


Yine aynı olurdum sanki?


Jacqueline de tam bir ruh hastası idi.. 


Beethoven beni dövse keşke...

***

10 yorum:

  1. http://youtu.be/uHdNCHomHlU ben bir şeyler karalarken siz bunu dinleyin bir tanesi,yğksek volümde,bir tanesi tamamen sessiz..sonra hangisini sevdiyseniz onu bir kez daha.

    YanıtlaSil
  2. Olabildiğince yüksek.. Ve bir müddet Satürn'de, yağmurun altında yürüdüm yankılanırken..

    YanıtlaSil
  3. bir kar küresi içimden çıkmak istiyor sanki,
    bir kar küresinin içinde yansam keşke.

    koltukta oturan adamı tanıyorum ,bakışlarından bana benziyor,ellerinden sadece kendisini andırıyor.ben diyor bilge,basit yasamlar sürdüremedigimiz için siradan olduk
    diye ekliyor bir nefeslik susmada.
    insan ölünce kendisi olur der gibi bakıyorum,susmasına

    bir kadın.. bakışlarından sen gibi duran bir kadının eli uzanıyor radyoya ,tanıdık bir ses eni konu bildik bir tonda mırıldanıyor..gerçegi söylemek gerekirse hayatima giren her adamısevdim. Belki de sorun burdaydi.

    tanrının bir lütfü diyor adam tanrının tek lütfu diyor- bach,
    notalara tutunarak yükselen ruhuna. benim bir ruhum bile yok diyor kadın bana bir isim ruhtan önce diye mırıldanıyor kendinin bile duymayacağı bir seste.
    andaluzdan görüntüler gelirken aklının çıkmazlarınba ..bunuel diyor bunuel --o tam bir deli..
    canım yanıyor,en mutlu olduğum anlarda bile yanmıştı zaten

    ipe çekiyorum Nietzsche kelimelerinden

    YanıtlaSil
  4. Yağmur yağarken üzerine, yatarken karların içerisinde, yanmak adeta sövmek gibi, tüm küfürlerden daha ağır gibi...

    Melodiler hediye edilebilir mi? ediliyor.. Daha mükemmeli olabilir mi?

    Sevgileri yaktık kimi zaman karlar içerisindeyken, kimi zaman yağmurun altında öpüşürken, biz izliyorduk yanıp, kül olmalarını... Sorunu bir de gökyüzüne sorun...

    Varolmamış bir gezegende rastlayacağım mutlaka, sadece melodiler ile konuşan o adama. sadece konuşmayan, aynı zamanda delirmekte bir sakınca görmeyen, deliliğimin elinden tutan, saçlarını okşayan, kimi zaman mutluluğun bileklerini doğrayan..

    eskimese de kelimeler, ah ne olurdu, üzerine eklenebilse keşke... ölülerin cümlelerine ihtiyaç duymak ne acı..

    YanıtlaSil
  5. ipe çekiyorum niçeyi kelimelerinden olucaktı.yorumları direk yayınlanmasına izin vermemelisin.

    YanıtlaSil
  6. Ne diyorlar; 'bırak dağınık kalsın'... Mesela..

    YanıtlaSil
  7. bakıyorumda tam aynı anda yazmışız.03:41..oysa baktım he hangi bir not düşülmüş mü diye,göremiyordum,görülmüyordu.bir de teknoji özürlüsü ,olunca iş iyiden iyiye çıkmaza giriyor,ben de.bunu yayınlama mesela.dağınık kalmasın ,dağınık kalması gerekmeyen şeyler olmalı.kelimelerden toparlamaya başlamalı bazı şeyleri,kelimeler,aslında hiç bir işe yaramıyor,bırak gerçeği ,gerçeğin yanından bile geçmiyo.ama ya olmasaydılar,ancak eskimediklerini biliyoruz.biliyorsun değil mi?eskiyen onun zamana ve mekana göre okuyan bizleriz,anlamımız.evrende her şey music olmak peşinde koşar der cıoran bir anektodunda,aradığın şey,varsa bulacağından eminim,bir tek sen bulabileceksin ,aradığın şeyi hatta ,belki bir yerde kendini sana hazırlıyordur,deliliğinden tutacak olan adam kadın ya da yep yeni bir formda.ama ..işte kelimeler bilirsin bazı anlamlara gelmez,gökyüzünden yanıt beklemek yerine ona soru sormak evet.hadi başlayalım..ilk soru benden olsun..
    ;ölüler neden bu kadar geveze..

    YanıtlaSil
  8. Ben de o teknoloji özürlüsü olma durumunu ucundan kıyısından yakalıyorum.. Sanırım başarabildim yorum olayını. Bunu kaldırsam mı bilemedim. Kaldırmadığıma göre bilebilmişim aslında...
    "Her şey müzik olmak peşinde koşar", gerçekten etkileyici.. "Her şey müzikten meydana gelmiştir." der Tolkien da.. Aradığım şey, varsa eğer, ki bugün karşılaştım kendisi ile, "bu.." dedim, "işte benim aradığım tam olarak bu.." Dışarıda üşüyüp, kahvemi yudumlarken gelip kucağıma yerleşen, gündelik, rutin bir işmiş gibi kıvrılıp uyuyan o kedi, ona dokunmak, sıcak kahvem, karların örttüğü ağaçlar.. Ta ki, yanına biri yaklaşıp tüm huzurunu alt üst edene kadar...
    Bu soruya ise, apayrı bir zaman ayırmak gerekir ki; ayıracağım..

    YanıtlaSil
  9. hiç tolkien okumadım,aslında uzun zamandır okumuyorum da.dışarıda üşüyüp demişsin -nedense ben senin her yerde üşüdüğünü düşünüyorum,lütfen ahkamları mı çok fazla dikkate alma-deli işte..bildiğin deli- de,bazen kelimelerin sivri uçları denk gelirse.tek bildiğimiz üşümek mi yoksa.
    biri yanına yaklaşacak,hep birileri yaklaşır bilirsin,birilerine yaklaşırsın ya da.yalnızsındır -çünkü o b i r i hep vardır.yalnızlığını gelişiyle ya da gidişiyle hatırlatan,bazen kedidir,bazen kedi bile değil.ben bu durumlarda,önce kendimden geriye bir adım atarım
    sonra bir adım daha.

    YanıtlaSil
  10. Onun apayrı dünyasında o kadar mutlu biriyim ki, anlatamıyorum bile. Ölene kadar okumaya devam edeceğim gibi..
    Çok haklısın, dün gece de üşüyordum, bugün de, şuan bile titriyorum. Neden böyle dersin?..
    Benim sorunum kucağımdaki kedi ile beni görmezden gelemeyen, mensup olduğum tür.. Bazen tüm doğayı ve beni göremeseler ne muhteşem olur diye düşünüyorum..
    Ne muhteşem olur?..
    Ben de, tüm "ben"leri aynı çatı altında toplayabilsem ya, sonra bir adım geri atma lüksüne de kavuşurum belki.
    Zaten üşüyorum...

    YanıtlaSil