8 Nisan 2012 Pazar

tüm bencilliğimle dikenli tellere sıkıştırıyorum,
tüm hayallerini..
kalbini bir fare kapanına kıstırmak,
göz kapaklarını birbirine dikmek istiyorum,
tüm bencilliğim ile...
ellerinin derisi yüzülsün,
benden sonra tuttuğun bütün elleri unutsun,
silsin hafızasından istiyorum...
yeni dudaklar
ve yeni bir dil bulalım istiyorum sana,
hafızası olmayan..
bileklerine prangalar takmak istiyorum,
diğer ucu kendi bileklerimde olan..
tüm özlemlerim için vücudunda onarılmaz yaralar açmak istiyorum..
tüm gözyaşlarım en korunmasız ânında yakalayıp,
sırılsıklam etsin bedenini..
uykusuz gecelerim toplanıp, taciz etsinler yatağını..
tüm sarhoşluklarım bir çelme taksın sana, yere kapaklan, dizlerin kanasın,
bir şevkatli el olup, silebileyim istiyorum gözyaşlarını...
sen beni çirkin bir canavar,
ben kendimi aşık sanıyorum...
belki aynı köprüden atlayıp,
intihar ederiz..
oturmuş, bekliyorum...

5 yorum:

  1. Dönüş
    Uçurumun kenarına tam gaz koşasım var. Üstelik gözlerim bağlı. Üstelik kollarım arkamdan kelepçeli. Benler dizili her yanımda. Benler; benden şerefsizler. "Dur!" demez hiçbiri biliyorum. Onları bu sebeple seviyorum.

    YanıtlaSil
  2. Onlarca uçurumlar, yaratasım var.. Hepsinden ayrı ayrı atlayıp, bir türlü ölemeyesim.. Kabuk bağlayan yaralarımı inatla kaşıyasım, bir türlü iyileşemeyesim var...

    YanıtlaSil
  3. Melekler şehrinde bir kilisede, kutsal suya zehir kattım. İlk kendim içtim. Sonra pederi bekledim. Geldi içti. Yanına gidip günah çıkarmak istediğimi söyledim. "Söyle çocuğum" dedi. "Sayın Peder, az evvel sizi zehirledim. Tanrı beni affeder mi?" Çok pis küfürler etti bana. Kabinden çıkıp yanına gittim. Panzehiri verdim. Sonra "hadi geç" dedim. "Sıra sende. Az evvel fazlaca günah işledin."

    YanıtlaSil
  4. Aynı yüzyılda yaşayamadığı o adamları becermek için günahkar olan bir kadınla tanıştım, aynaların birinde.. Cehennemde kendi krallığını kurmak, küçük şeytanlar doğurmak istiyordu. Kahretsin ki herkes, Tanrının onu çok sevdiği konusunda ısrarcıydı..

    YanıtlaSil
  5. - Lauri secto mi sante baelem ni baal.
    "Sus be kaltak!" diyerek bastım haçı alnına. Dumanlar çıktı değdiği yerden. Pis bir sülfür kokusu yayıldı her yana. Ciyaklayan bir kedi çığlığı sardı her yanı sonra kalınlaşıp bas bariton, korkunç bir uğultuya dönüştü. Göbek deliği dört yana açıldı bir ağız gibi. İçinde ki kurtçuklar görünür oldu. Kutsal sudan damlattım. Kum gibi dağıldı hepsi. Rengi önce kızıla döndü vücudunun sonra masmavi damarlar fışkırdı her yanından. Alacalı bir morluk ta verdi son nefesini.
    Denge bozulmasın diye bir melek avlanmalıydı. Hemen düştüm yola...

    YanıtlaSil