Giderken, bir veda mektubu bırakmalı mıyım, bilmiyorum..
ama,
muhakkak ama muhakkak son bir kadehi bitirmeliyim gözlerim kapalı,
yaşayamadığım hayatlarımı dışarıdan izlemenin şerefine...
Senin hayalini kurmalıyım,
özlerken beni...
Belki başkasının gözlerine bakarak kaldırdığın,
o kırmızı kadehlerin içerisinde...
Ve mutlaka, sağlamalıyım bilmeni,
ben daima, oralarda bir yerlerde olacağım...
Bir türlü boğazından geçemeyecek,
bir türlü vedalaşamayacak,
bir türlü, bırakamayacağım seni...
Sen rahatsız olacaksın benden,
ben daha fazla sarılacağım, tutunacağım bağdemciklerine...
Gözlerinde acı bir damla yaş olup,
düşmek isteyeceğim dudaklarına...
Bugün kavuşamadığım, o sıcak dudaklarına...
Doyasıya ilgilenmeliyim onlarla,
doyasıya yaşamalıyım, hissetmeliyim...
doymalıyım belki de...
Yanlış bir zamanın ortasında,
avuçlarıma bırakılmış yegane doğruydun sen...
Ben her zamanki gibi,
zamansızlığımla katlettim seni...
Kendi zamansızlığıma çekip, saklamak isterken,
her defasında biraz daha siliniyordun birlikte olduğumuz o kareden...
Ben bile bile,
sonunu göre göre, kılımı kıpırdatamıyordum...
Şimdi sana anlatmalı mıyım her şeyi,
yoksa gözlerimi yummalı mıyım,
kendi karanlığıma...
Dudaklarına bir kez olsun dokunarak mı ölmek,
güzel bu gece,
Yoksa onların sıcaklığını bilmeden,
hissedemeden kayıp gitmek mi bir yıldızın parlak karanlığında...
Haykırmakla çözülmeyecek bu içimdeki...
Anlatmakla anlaşılmayacak..
Ben senin gözlerine bakamayacağım...
Sen benim sesimi bir daha asla duyamayacaksın...
Başlamadan bitireceğim,
ama bu gece en çok,
kendimi öldüreceğim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder