seni boşver de,
gülüşüne aşık oldum; ne yapmalıyım?
22 Kasım 2014 Cumartesi
9 Kasım 2014 Pazar
disease
yalnızlığımla vedalaşamıyorum bir türlü. sıkıca bağlanmışım sanki, vazgeçemiyorum ondan. bir an deli gibi sevmek, sevilmek, sarılmak istiyorum; diğer an kendimden başka kimseye tahammül edemiyorum. karanlıktan korkuyorum artık. müzik sesinin bastırdıklarından, kapıya sırtım dönük oturmaktan korkuyorum. yalnızlığıma ürpertici bir korku ile bağlıyım. bir şeyi çok severseniz, elbet bir cezası olur ya; öyle işte.
yalnızlığım boğazıma bir çok ellerle yapışıyor, ben ondan vazgeçemiyorum. çığlıklar atmak istiyorum kulağıma çarpacak cümleler için, yalvarmak istiyorum ama yapamıyorum. kendi kazdığım kuyudan çıkmak için, başka bir el beklemek istemiyorum. bu kuyuya alışmak istemiyorum. ben bir ağacın dalını istiyorum...
yalnızlığım boğazıma bir çok ellerle yapışıyor, ben ondan vazgeçemiyorum. çığlıklar atmak istiyorum kulağıma çarpacak cümleler için, yalvarmak istiyorum ama yapamıyorum. kendi kazdığım kuyudan çıkmak için, başka bir el beklemek istemiyorum. bu kuyuya alışmak istemiyorum. ben bir ağacın dalını istiyorum...
3 Eylül 2014 Çarşamba
neredesin?
şu sıra, en iyi yaptığım şey insanları kendimden nefret ettirmek. büyük bir kibrin içerisinde yüzüyorum. herkese tepeden bakıyorum. kendi fikrim dışında öne sürülen fikirler mantıksız ve aptalca geliyor.
"malesef aranızdaki en zeki insan benim. benim dediğim olacak." demek istiyorum. kısa yoldan her şey çözülsün, uzatmayalım istiyorum...
ben bunu isterken onlar ne yapıyor? benden nefret ediyorlar.
benim istediğim ne? benden uzaklaşmaları.
sanırım, işe yarıyor...
kibrimi seviyorum.
"akıl almaz aptallığınızla kendinize olan güveniniz birleşince hepinize yukarıdan tiksinti ile bakıyorum." demek istiyorum. toplum şartları el vermiyor.
"yalnızlığa aşık birini yalnızlık ile korkutamazsınız." diyorum. "siktirip gidin şimdi!". gidiyorlar...
ben hiç gelmemiş olmalarını diliyorum.
• • •
keşke rüyamda görsem seni...
sesine dokunsam, o çok sevdiğim.
özlem gidersem.
birikiyor çünkü...
taşıyamıyorum.
elimi uzatamayacağım,
gözlerinin içine bakamayacağım kadar uzaksın.
o kadar uzaksın ki, kahroluyorum.
bari, keşke rüyamda görsem seni.
keşke rüyamda görsem sesini.
aşık olmamak için, kalbimi bir köprüden aşağı atmak istiyorum.
nasıl yapacağımı bir türlü bulamıyorum...
"malesef aranızdaki en zeki insan benim. benim dediğim olacak." demek istiyorum. kısa yoldan her şey çözülsün, uzatmayalım istiyorum...
ben bunu isterken onlar ne yapıyor? benden nefret ediyorlar.
benim istediğim ne? benden uzaklaşmaları.
sanırım, işe yarıyor...
kibrimi seviyorum.
"akıl almaz aptallığınızla kendinize olan güveniniz birleşince hepinize yukarıdan tiksinti ile bakıyorum." demek istiyorum. toplum şartları el vermiyor.
"yalnızlığa aşık birini yalnızlık ile korkutamazsınız." diyorum. "siktirip gidin şimdi!". gidiyorlar...
ben hiç gelmemiş olmalarını diliyorum.
• • •
keşke rüyamda görsem seni...
sesine dokunsam, o çok sevdiğim.
özlem gidersem.
birikiyor çünkü...
taşıyamıyorum.
elimi uzatamayacağım,
gözlerinin içine bakamayacağım kadar uzaksın.
o kadar uzaksın ki, kahroluyorum.
bari, keşke rüyamda görsem seni.
keşke rüyamda görsem sesini.
aşık olmamak için, kalbimi bir köprüden aşağı atmak istiyorum.
nasıl yapacağımı bir türlü bulamıyorum...
25 Haziran 2014 Çarşamba
Ah sevgilim...
Adını unutuyorum,
kokunu,
gözlerini,
bakışlarını.
Sesinin tonunu,
nüansını.
Bana nasıl baktığını unutuyorum...
Unutuyorum seni sevgilim.
Ben en çok seni sevdim...
En çok seni sevdim,
kulağımdaki melodiyi anlamlı,
gözümdeki yaşı değerli kıldın.
En çok seni sevdim,
senin kim olduğunu unuturken
seni özleme bahanesiydi dinlediğim o şarkı.
Sen olmasaydın belki de tadı çıkmazdı...
Ah sevgilim...
Ben senin gidişlerini sevdim.
Ardından üzülmeyi,
özlemeyi seni,
bir kadeh şarapla başlayıp,
şişeleri bitirmeyi...
Ah sevgilim.
Sen benim melankoli bağımlılığım için
sadece bir ihtiyaçtın.
Sen beni hep seviyorum sandın...
Ah sevgilim...
adını bilmiyorum...
sadece şu lanet şarkıyı dinlerken,
hissedebildiklerim için;
seni seviyorum...
Adını unutuyorum,
kokunu,
gözlerini,
bakışlarını.
Sesinin tonunu,
nüansını.
Bana nasıl baktığını unutuyorum...
Unutuyorum seni sevgilim.
Ben en çok seni sevdim...
En çok seni sevdim,
kulağımdaki melodiyi anlamlı,
gözümdeki yaşı değerli kıldın.
En çok seni sevdim,
senin kim olduğunu unuturken
seni özleme bahanesiydi dinlediğim o şarkı.
Sen olmasaydın belki de tadı çıkmazdı...
Ah sevgilim...
Ben senin gidişlerini sevdim.
Ardından üzülmeyi,
özlemeyi seni,
bir kadeh şarapla başlayıp,
şişeleri bitirmeyi...
Ah sevgilim.
Sen benim melankoli bağımlılığım için
sadece bir ihtiyaçtın.
Sen beni hep seviyorum sandın...
Ah sevgilim...
adını bilmiyorum...
sadece şu lanet şarkıyı dinlerken,
hissedebildiklerim için;
seni seviyorum...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)